Hagel

Çevre Kirliliği ve Çocuklar

Araştırmalara göre, gün geçtikçe artan çevre kirliliği hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor. Çevre kirliliğini genel manada toprak kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği, ses kirliliği, ışık kirliliği olarak sınıflandırabiliriz. Çevre kirliliğinin artışına bağlı olarak dünya coğrafyasının değişmesi, küresel ısınma kaynaklı iklim değişiklikleri, verimli toprağın yani besin kaynaklarının erozyon nedeniyle yok olması, su kaynaklarının tükenmesi, enerji kıtlığı ve bu sebeple yaşanacak yiyecek kıtlığı, kirlilik nedeniyle habitatları zarar gören canlıların yok olmasıyla biyolojik çeşitliliğin azalması gibi birçok hayati etkileri söz konusu. Bu hayati etkilerden en büyük zararı ise gerek günümüzde gerekse gelecekte çocukların göreceği açık.

Araştırmalara göre çevre kirliliği kaynaklı sorunlar her yıl 5 yaşın altındaki 1.7 milyon çocuğu, kirliliğin neden olduğu hastalıklar yüzünden hayattan koparıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, çevre kirliliğinin çocukların sağlığına uzun vadeli etkileri de var. Hava kirliliğine ve kapalı alandaki pasif içiciliğe maruz kalan çocuklarda kronik solunum hastalıklarına yakalanma olasılığı daha yüksek. Araştırmalara göre dünyada artan sıcaklığın ve karbondioksit miktarının polen sayısını arttırmasıyla çocuklarda

astım hastalığının yayılımı yükseliyor. 6 yaşın altındaki çocukların yüzde 11 ila 14’ünün astım ile bağlantılı semptomlardan şikayetçi.
BM Çocuklara Yardım Fonu’nun raporuna göre çevre kirliliğine bağlı hava kirliliği sadece bebeklerin gelişim halindeki akciğerlerine zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda beyin gelişimlerine de zarar veriyor. Bu da bebeklerin gelişimine direkt olarak olumsuz etki ederek yıllar sonra bile ortaya çıkabilecek olan kalıcı hastalıklara zemin hazırlıyor.

Peki çocukları kötü havadan nasıl koruyabiliriz?

Büyük çerçevede baktığımızda devletlerin politikaları ve sivil toplum örgütlerinin hareketleriyle çevre kirliliği konusunda çözüm mümkün. Ama her değişimin küçük bir adımla başladığını unutmayalım. Çocukların gelişimi sırasında en çok zaman geçirdikleri yer olan evlerinde kaliteli havayı sağlamak, iyi bir başlangıç ve güçlü bir ilk adım olabilir.

İnsanlar ve hayvanlar iç mekanlar için birer hava kirleticilerdir. Buna ek olarak bitkilerden gelen polenler, evde yer alan böcek ve kemirgen gibi küçük canlıların dışkıları iç mekanlar için kirlilik teşkil eder. İç mekanlarda kalitesiz hava, çocuklarda yaşanacak uzun vadeli kronik sorunları tetikler. İç mekanlardaki kötü hava sorunun minimize etmek ve kapalı alanlardaki hava kalitesini yükseltmek için ise gerekli standartları sağlayan hava temizleyici ürünleri tercih etmek ise oldukça önemli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir